9789752691148
949571
https://www.ikrakitap.com/baskasinin-gunahina-aglayan-adam
Başkasının Günahına Ağlayan Adam
112.00
BAŞKASININ GÜNAHINA AĞLAYAN ADAM
Günahkara değil, günaha karşıydı
- Her düşenin acısı, önce onun yüreğine yansırdı.
- Gıybetsiz bir ömür yaşadı
Başkasının aleyhinde konuşturmazdı.
Kendi aleyhinde konuşanı da korurdu.
- Ebubekir gönüllü idi.
Sevgi ve şefkati bütün varlıkları kuşatmıştı.
- Kainatta hiç bir şeye kıyamazdı.
- Bütün davası Allahı kullarına sevdirmekti.
Onun kaygısı, sevdası, derdi, davası hep Allah'ı kullarına tanıtmak ve sevdirmekten ibaretti.
Bütün engellere, acılara, işkencelere, hapislere, sürgünlere, zehirlemelere rağmen Kur'an'a, imana, İslam'a hizmet duygusundan hiç ayrılmadı.
En zor şartlarda bile hiç ümitsiz olmadı. En olumsuz şartlardan, daima en olumlu sonuçlar çıkardı. Kendisini batırmaya, bitirmeye çalışanları da huzura ve mutluluğa, yani kulluğa çağırdı.
Çünkü ona göre, kul olmak, "kurtulmak" demekti. Kendisine en acımasız hakareti ve dayanılmaz işkenceyi layık görenleri bile iman hakikatleriyle tanıştırmak ve kurtarmak telaşındaydı.
Güle oynaya günah bataklıklarına batanlara da merhametle baktı.
Günahına ağlayamayanların günahına ağladı. Çünkü o, şefkatten ibaretti.
Sevgiyle sarıp sarmaladı yararlı yürekleri. Manevi kiri, pası, yarayı acısız ameliyatlarla tedavi etti. Gönülleri çelen, ruhları çeken muhabbet merkeziydi. Benim sevdalandığım yürek, bu yürekti. Benim ve neslimin kendine gelişiydi. Uyanmamızdı heyecanla ve gafletten silkinmemizdi. Uyanalım diye uyanıktı. Ebediyen gülelim diye ağlıyordu.
BAŞKASININ GÜNAHINA AĞLAYAN ADAM
Günahkara değil, günaha karşıydı
- Her düşenin acısı, önce onun yüreğine yansırdı.
- Gıybetsiz bir ömür yaşadı
Başkasının aleyhinde konuşturmazdı.
Kendi aleyhinde konuşanı da korurdu.
- Ebubekir gönüllü idi.
Sevgi ve şefkati bütün varlıkları kuşatmıştı.
- Kainatta hiç bir şeye kıyamazdı.
- Bütün davası Allahı kullarına sevdirmekti.
Onun kaygısı, sevdası, derdi, davası hep Allah'ı kullarına tanıtmak ve sevdirmekten ibaretti.
Bütün engellere, acılara, işkencelere, hapislere, sürgünlere, zehirlemelere rağmen Kur'an'a, imana, İslam'a hizmet duygusundan hiç ayrılmadı.
En zor şartlarda bile hiç ümitsiz olmadı. En olumsuz şartlardan, daima en olumlu sonuçlar çıkardı. Kendisini batırmaya, bitirmeye çalışanları da huzura ve mutluluğa, yani kulluğa çağırdı.
Çünkü ona göre, kul olmak, "kurtulmak" demekti. Kendisine en acımasız hakareti ve dayanılmaz işkenceyi layık görenleri bile iman hakikatleriyle tanıştırmak ve kurtarmak telaşındaydı.
Güle oynaya günah bataklıklarına batanlara da merhametle baktı.
Günahına ağlayamayanların günahına ağladı. Çünkü o, şefkatten ibaretti.
Sevgiyle sarıp sarmaladı yararlı yürekleri. Manevi kiri, pası, yarayı acısız ameliyatlarla tedavi etti. Gönülleri çelen, ruhları çeken muhabbet merkeziydi. Benim sevdalandığım yürek, bu yürekti. Benim ve neslimin kendine gelişiydi. Uyanmamızdı heyecanla ve gafletten silkinmemizdi. Uyanalım diye uyanıktı. Ebediyen gülelim diye ağlıyordu.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.