9786256999893
971267
https://www.ikrakitap.com/kilagi
Kılağı
324.00
Hasan Aycın'ın, insan serüveninden beslenen çizgileri, kaynak bakımından orijinal; hareket, durgunluk,
ışıkla gölgenin yansıtımı, çizgisel softluk gibi teknik kuruluş bakımından da özneldir. Onun bilincindeki
simgeler, ilk insandan bugüne atılan köprüler; geniş bir zaman dilimine yayılmış engin kaynaklardır.
Ömer Lekesiz
Sanat, Hasan Aycın için, yaşamaktır. Sanatıyla yaşamaktır ama bu durum sanatın ulvileştirilmesi değil,
sanattan medet ve himmet ummak değil, sanatı her şeyin önüne koymak da değildir. Sanat sadece anlamak
ve anlatmaktan ibarettir; salt meselelerle birlikte yürüyebilme imkânı veren bir asa hükmündedir.
Mete Çamdereli
Hasan Aycın'ın, insanı zorunlu olmadıkça çıplak, yalın, basit olarak çizmesi, insana yüklenen birçok
ideolojik, kültürel, tarihsel yüklerden arındırma gayretinin bir sonucudur. İnsan kendisiyle, ötekiyle ve
eşyayla belli bir kültürel çerçevenin içinden temas kurar. Verili bir dil bu temasın biçimini de belirler. Bu
yüzden Aycın, insanı soyarak kendiyle, fıtratıyla baş başa bırakmayı dener. İnsan soyundukça,
yalınlaştıkça, basitleştikçe kendiyle, onu o yapan özle, hakikatle baş başa, yüz yüze kalacaktır.
Cemal Şakar
Hasan Aycın'ın, insan serüveninden beslenen çizgileri, kaynak bakımından orijinal; hareket, durgunluk,
ışıkla gölgenin yansıtımı, çizgisel softluk gibi teknik kuruluş bakımından da özneldir. Onun bilincindeki
simgeler, ilk insandan bugüne atılan köprüler; geniş bir zaman dilimine yayılmış engin kaynaklardır.
Ömer Lekesiz
Sanat, Hasan Aycın için, yaşamaktır. Sanatıyla yaşamaktır ama bu durum sanatın ulvileştirilmesi değil,
sanattan medet ve himmet ummak değil, sanatı her şeyin önüne koymak da değildir. Sanat sadece anlamak
ve anlatmaktan ibarettir; salt meselelerle birlikte yürüyebilme imkânı veren bir asa hükmündedir.
Mete Çamdereli
Hasan Aycın'ın, insanı zorunlu olmadıkça çıplak, yalın, basit olarak çizmesi, insana yüklenen birçok
ideolojik, kültürel, tarihsel yüklerden arındırma gayretinin bir sonucudur. İnsan kendisiyle, ötekiyle ve
eşyayla belli bir kültürel çerçevenin içinden temas kurar. Verili bir dil bu temasın biçimini de belirler. Bu
yüzden Aycın, insanı soyarak kendiyle, fıtratıyla baş başa bırakmayı dener. İnsan soyundukça,
yalınlaştıkça, basitleştikçe kendiyle, onu o yapan özle, hakikatle baş başa, yüz yüze kalacaktır.
Cemal Şakar
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.