Kur’ân-ı Kerîm’de Dinin Birliği

Dinin özü tevhiddir. İnsanın fıtratı/özü tevhid eksenlidir. Din ile fıtrat tevhid etrafında cerayan eder. Bu araştırma yapılırken bir Youtuber'ın bir gence, Allah'a inanıyor musun? sorusuna “Hayır inanmıyorum.” cevabı vermesi neticesinde, niçin inan mıyorsun? şeklindeki ikinci sorusuna karşılık da “İslam, Hıristiyanlık, Yahudilik gibi üç din gönderilmiştir. Bu kadar çok dinin gönderilmesi makul değildir.” şeklindeki mukabelesi dikkat celbetmiştir. Bu cevap, insanın fıtratında/özünde tevhidin varlığını, mevcudiyetini ifade etmektedir. Zira Ateist bir genç dahi tek bir dinin olması gerektiğini düşünmektedir. Bir olan Allah, sadece tek din gönderir fikri, insan fıtratının tevhide (İslam) göre yaratıldığına işaret etmektedir. Bu minvalde Rabbimizin “Allah katında tek din İslam'dır.” ayeti tezahür etmektedir. Öyleyse Yüce Allah, sadece İslam dinini göndermiş ve her bir peygamber de, kendilerine has şeriat farklılığı ile birlikte kendi dönemlerine göre İslam'ı tebliğ etmiştir. Hıristiyanlık “Nâsıra” adlı köye; Yuhudilik de Ya‘kûb'un (İsrâîl) en büyük oğlu Yahûzâ'ya (Yahûdâ) isnat edilmiştir. Her ikisi de mahlûk olan (yaratılmış) varlıklardır. İslam ise hâlık olan (yaratan) Allah'a isnat edilmiştir. Ezcümle Allah tek din göndermiştir. Hıristiyanlık ve Yahudilik olarak anılan din, İslam'ın aslından koparılmış, tahrif edilerek insanlar tarafından yeni ilavelerle sonradan icad edilmiş bir dindir. Allah'ın vahyetmiş olduğu bir din değildir. Ateist gencin fıtratında var olan tevhid akidesi, bu soruyla tezahür etmiştir. Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisine Allah'ın vahyettiği yeni/ilave şeriatiyle İslam'ı tebliğ ederek yeniden tesis etmiştir. Bu amaca matuf olarak hazırlanan çalışmamız, fıtrattaki tevhidi (İslâm'ı) anlamaya yardımcı olacaktır.