Kur'an'ın Tarihselliği Yanılgısı Varsayım, Kurgu ve Usul Denkleminde Varsayım, Kurgu ve Usul Denkleminde
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-05-14
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%37
indirimli
160,00 TL
100,80 TL
Temin süresi 3 gündür.
9786059475921
914683
https://www.ikrakitap.com/kuranin-tarihselligi-yanilgisi-varsayim-kurgu-ve-usul-denkleminde
Kur'an'ın Tarihselliği Yanılgısı Varsayım, Kurgu ve Usul Denkleminde Varsayım, Kurgu ve Usul Denkleminde
100.80
Kur'ân, insana hitap eden ilâhî bir kitaptır. Onda yer alan ayetler Allah'ın birer hitabı, sözü ve kelimesidir.
Ancak Allah'ın sözleri ve kelimeleri sadece Kur'ân'dakilerle sınırlı değildir. O'nun kelime ve ayetleri o kadar
çoktur ki "yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem, bütün denizler de mürekkep olup yazmaya başlasalar" dâhi
bunları kayıt altına alamazlar.
Dağlar, denizler, rüzgârlar, ağaçlar, bitkiler, çiçekler, kuşlar ve balıkların hepsi, O'nun yaratıcılık
mührünün desen, motif ve dekorlarını taşımaktadır. Kur'ân'da "ve min âyâtihi" ibaresiyle başlayan pek çok
ayet, insanın bakış açısını, zorunlu olarak kâinata ve içindeki unsurlara celbetmektedir.
İşte bu nedenledir ki Allah'ın varlık ve birliğine iman kabiliyeti en basit düzeyde de olsa insanın fıtratında
mevcuttur. Varsayalım ki Kuzey Kutbu'nun en ücra köşesinde, kendisine ne peygamber tebliği ne de vahiy
bilgisi ulaşmayan bir insan yaşıyor olsun. Bu insan; etrafında bulunan dağ, deniz, güneş, yıldız, kuş ve balık
gibi Allah'ın kevnî ayetlerine bakarak, en alt düzeyde de olsa bir ilahın var olduğu sonucuna ulaşırsa, o insan,
inanç ve itikat noktasında kendisinden bekleneni yerine getirmiş olur. Bu insan bu hal üzere ölecek olsa,
kendisinden ne Kur'ân'a ne de nüzûl zamanına ve ortamına dair bilgi ve malumat sahibi olması istenir. Bu tür
bilgileri bilmemiş olması onu dinî bakımdan sorumluluk altına sokmaz. O, iman üzere ölmüş ve ahiretini
kurtarmış olur.
İşte İslam ve onun temel kaynağı olan Kur'ân'ın evrenselliği buradadır. Kendi yazılı ayetleri ulaşmasa bile
Yüce Allah'ın akla ve düşünceye hitap eden ayetleri evrenin her yerine serpilmiş durumdadır. İşte bu
nedenledir ki; O'nun kevnî ayetleri evrende var olduğu ve Kur'ân'ın Mushaflardaki yazılı ayetleri ise o kevnî
ayetleri "Allah'ın ayetleri" olarak nazarlara verdiği müddetçe; Kur'ân'ın yerelliğinden, yöreselliğinden ve
tarihselliğinden dem vurmak beyhude bir çaba olmanın ötesine geçemeyecektir.
Kur'ân, insana hitap eden ilâhî bir kitaptır. Onda yer alan ayetler Allah'ın birer hitabı, sözü ve kelimesidir.
Ancak Allah'ın sözleri ve kelimeleri sadece Kur'ân'dakilerle sınırlı değildir. O'nun kelime ve ayetleri o kadar
çoktur ki "yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem, bütün denizler de mürekkep olup yazmaya başlasalar" dâhi
bunları kayıt altına alamazlar.
Dağlar, denizler, rüzgârlar, ağaçlar, bitkiler, çiçekler, kuşlar ve balıkların hepsi, O'nun yaratıcılık
mührünün desen, motif ve dekorlarını taşımaktadır. Kur'ân'da "ve min âyâtihi" ibaresiyle başlayan pek çok
ayet, insanın bakış açısını, zorunlu olarak kâinata ve içindeki unsurlara celbetmektedir.
İşte bu nedenledir ki Allah'ın varlık ve birliğine iman kabiliyeti en basit düzeyde de olsa insanın fıtratında
mevcuttur. Varsayalım ki Kuzey Kutbu'nun en ücra köşesinde, kendisine ne peygamber tebliği ne de vahiy
bilgisi ulaşmayan bir insan yaşıyor olsun. Bu insan; etrafında bulunan dağ, deniz, güneş, yıldız, kuş ve balık
gibi Allah'ın kevnî ayetlerine bakarak, en alt düzeyde de olsa bir ilahın var olduğu sonucuna ulaşırsa, o insan,
inanç ve itikat noktasında kendisinden bekleneni yerine getirmiş olur. Bu insan bu hal üzere ölecek olsa,
kendisinden ne Kur'ân'a ne de nüzûl zamanına ve ortamına dair bilgi ve malumat sahibi olması istenir. Bu tür
bilgileri bilmemiş olması onu dinî bakımdan sorumluluk altına sokmaz. O, iman üzere ölmüş ve ahiretini
kurtarmış olur.
İşte İslam ve onun temel kaynağı olan Kur'ân'ın evrenselliği buradadır. Kendi yazılı ayetleri ulaşmasa bile
Yüce Allah'ın akla ve düşünceye hitap eden ayetleri evrenin her yerine serpilmiş durumdadır. İşte bu
nedenledir ki; O'nun kevnî ayetleri evrende var olduğu ve Kur'ân'ın Mushaflardaki yazılı ayetleri ise o kevnî
ayetleri "Allah'ın ayetleri" olarak nazarlara verdiği müddetçe; Kur'ân'ın yerelliğinden, yöreselliğinden ve
tarihselliğinden dem vurmak beyhude bir çaba olmanın ötesine geçemeyecektir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.