9786257305990
971847
https://www.ikrakitap.com/simidimde-susamsin
Simidimde Susamsın
112.50
Bu kitap ne değildir? Bu kitap bir yemek tarifi ya da yemek tarihi kitabı değildir. Zira yemek ve mutfak ku¨ltu¨ru¨ özelinde bir araştırma yapmaya kalkarsanız mevcut çalışmalarda bu¨yu¨k oranda ya yemek tarifinin verildiğini ya da yemek tarihine odaklanıldığı rahatlıkla görebilirsiniz. Birçok farklı disiplinin inceleme alanına giren mutfak ku¨ltu¨ru¨, bu çalışmada Tu¨rk sokak lezzeti ve atıştırmalığı olan simit özelinde, halk bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin kavramlarından hareketle disiplinlerarası bir yaklaşımla incelenmiştir. “Yumuşak gu¨ç, gastrodiplomasi, gastromilliyetçilik, meslek folkloru ve ku¨ltu¨rel bellek” çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır.
Yumuşak gu¨ç unsurlarından biri olan yemek; savaşta kazanıp masada kaybedenlerin aksine, savaşta kaybeden u¨lkelere âdeta yemek masasında kazanma fırsatı sunuyor. Ayrıca gu¨nu¨mu¨zde er meydanında bu¨ku¨lemeyen bilekler, yemek masasında bu¨ku¨lmekte. Kalpleri ve beyinleri baskısız ve silahsız fethetme yolunun mideden geçtiği anlaşılıyor. Cezbedici bir etkiye sahip olan simit, yumuşak gu¨ç stratejisinde “Ben de varım” diyor.
Tu¨rkiye'de “En lezzetli simit, hangi ilimizin?” sorusu damak “tadı” u¨zerinden “tatlı tatlı” tartışılırken, “Simit gerçekte hangi topluma ait, hangi ulusun?” sorusu dördu¨ncu¨ gu¨ç olarak nitelenen medyada, konuyu gastromilliyetçilik zeminine taşıdı. Simidin; “saraydan sokağa, sokaktan saraya ve nihayetinde saraydan ku¨resel pazara” devriâlemi söz konusu. Geleneksel simit ve simitçilik kapsamında Ankara simidi özelinde “yapanlar, satanlar ve tadanlar”ın belleğine başvurduğumuz bu çalışma, u¨retimden tu¨ketime zengin bir ku¨ltu¨rel birikimin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Simidi yapan ustalarımızın “Ellerine sağlık”, satıcılarımıza “Allah bereket versin”, tadan herkese de “Afiyet olsun”
Ankara simidi; mu¨tevazı ama basit değil, sade ama alelâde değil… Ku¨ltu¨rel bellekte; memur kebabı, memur tavuğu, karatavuk, kıtır tavuk, kızarmış tavuk, susamlı tavuk, kara simit, kuzu kuzu, halk keyfi, fakirin ekmeği, kazan simidi, Çorum döneri, çıtır ve dahası… Simitlerin; atası, babası, padişahı, kralı, abisi… Kara kuru ama simitlerin Leyla'sı… Çay ve ayranın eku¨ru¨, kankası… Ankara'yı özlemenin birkaç nedeninden biri… Ankara simidi; Ankara'nın kent, Tu¨rkiye'nin yemek imgesi…
(Tanıtım Bülteninden)
Bu kitap ne değildir? Bu kitap bir yemek tarifi ya da yemek tarihi kitabı değildir. Zira yemek ve mutfak ku¨ltu¨ru¨ özelinde bir araştırma yapmaya kalkarsanız mevcut çalışmalarda bu¨yu¨k oranda ya yemek tarifinin verildiğini ya da yemek tarihine odaklanıldığı rahatlıkla görebilirsiniz. Birçok farklı disiplinin inceleme alanına giren mutfak ku¨ltu¨ru¨, bu çalışmada Tu¨rk sokak lezzeti ve atıştırmalığı olan simit özelinde, halk bilimi ve uluslararası ilişkiler disiplinlerinin kavramlarından hareketle disiplinlerarası bir yaklaşımla incelenmiştir. “Yumuşak gu¨ç, gastrodiplomasi, gastromilliyetçilik, meslek folkloru ve ku¨ltu¨rel bellek” çalışmanın kavramsal çerçevesini oluşturmaktadır.
Yumuşak gu¨ç unsurlarından biri olan yemek; savaşta kazanıp masada kaybedenlerin aksine, savaşta kaybeden u¨lkelere âdeta yemek masasında kazanma fırsatı sunuyor. Ayrıca gu¨nu¨mu¨zde er meydanında bu¨ku¨lemeyen bilekler, yemek masasında bu¨ku¨lmekte. Kalpleri ve beyinleri baskısız ve silahsız fethetme yolunun mideden geçtiği anlaşılıyor. Cezbedici bir etkiye sahip olan simit, yumuşak gu¨ç stratejisinde “Ben de varım” diyor.
Tu¨rkiye'de “En lezzetli simit, hangi ilimizin?” sorusu damak “tadı” u¨zerinden “tatlı tatlı” tartışılırken, “Simit gerçekte hangi topluma ait, hangi ulusun?” sorusu dördu¨ncu¨ gu¨ç olarak nitelenen medyada, konuyu gastromilliyetçilik zeminine taşıdı. Simidin; “saraydan sokağa, sokaktan saraya ve nihayetinde saraydan ku¨resel pazara” devriâlemi söz konusu. Geleneksel simit ve simitçilik kapsamında Ankara simidi özelinde “yapanlar, satanlar ve tadanlar”ın belleğine başvurduğumuz bu çalışma, u¨retimden tu¨ketime zengin bir ku¨ltu¨rel birikimin mevcut olduğunu ortaya koyuyor. Simidi yapan ustalarımızın “Ellerine sağlık”, satıcılarımıza “Allah bereket versin”, tadan herkese de “Afiyet olsun”
Ankara simidi; mu¨tevazı ama basit değil, sade ama alelâde değil… Ku¨ltu¨rel bellekte; memur kebabı, memur tavuğu, karatavuk, kıtır tavuk, kızarmış tavuk, susamlı tavuk, kara simit, kuzu kuzu, halk keyfi, fakirin ekmeği, kazan simidi, Çorum döneri, çıtır ve dahası… Simitlerin; atası, babası, padişahı, kralı, abisi… Kara kuru ama simitlerin Leyla'sı… Çay ve ayranın eku¨ru¨, kankası… Ankara'yı özlemenin birkaç nedeninden biri… Ankara simidi; Ankara'nın kent, Tu¨rkiye'nin yemek imgesi…
(Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.